-
1 مثل
Iمَثَّلَ1. sembolleştirmekAnlamı: simgeleştirmek2. örneklendirmekAnlamı: örneklerle açıklamak3. örneklemekAnlamı: örnek vermek4. benzetmekAnlamı: benzer duruma getirmek5. simgelemekAnlamı: sembol durumuna getirmekIIمَثَل1. benzerlikAnlamı: benzer olma durumu2. meselâAnlamı: söz gelişi, örneğin3. söz gelişiAnlamı: örneğin4. gibisiAnlamı: benzeri5. aynılıkAnlamı: aynı olma durumu, özdeşlik6. örneğinAnlamı: örnek olarak, mesela7. muadilAnlamı: eşit, denk, eşdeğer8. göstermelikAnlamı: örnek, numune, mostralık9. meselAnlamı: örnek alınacak söz10. öğütAnlamı: nasihat11. böyleAnlamı: bunun gibi, buna benzer12. benzerAnlamı: bir başkasına benzeyenمَثَلَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmekIVمِثْل1. benzerlikAnlamı: benzer olma durumu2. muadilAnlamı: eşit, denk, eşdeğer3. gibisiAnlamı: benzeri4. aynılıkAnlamı: aynı olma durumu, özdeşlik5. misilAnlamı: eş, benzer6. tıpkıAnlamı: tıpatıp, aynı7. kadarAnlamı: gibi (bir şeye benzer)8. benzerAnlamı: bir başkasına benzeyen9. böyleAnlamı: bunun gibi, buna benzer -
2 برز
Iبَرَّزَ1. kirletmekAnlamı: küçük veya büyük aptesini yapmak2. açımlamakAnlamı: şerh etmek, açıklamak3. kakalamakAnlamı: kakasını yapmak4. göstermekAnlamı: görülmesini sağlamak5. sergilemekAnlamı: teşhir etmek, satmak amacıyla malı görülecek bir yere koymak6. sıçmak7. tarifIIبَرَزَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek3. gözükmekAnlamı: görünmek4. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak5. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak6. yumrulanmakAnlamı: yumru biçimine gelmek7. peydahlamakAnlamı: ortaya çıkmak, peyda olmak8. vurmakAnlamı: görünmek -
3 ألاح
أَلَاحَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek4. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak5. pırıldamakAnlamı: ışık saçmak6. vurmakAnlamı: görünmek -
4 أهل
IأَهَلَevlenmekAnlamı: erkekle kadın, aile kurmak için kanuna uygun olarak birleşmekIIأَهْل1. el âlemAnlamı: herkes, yabancılar2. hısımأَهَلَّ1. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek2. gözükmekAnlamı: görünmek3. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak4. sergilemekAnlamı: teşhir etmek, satmak amacıyla malı görülecek bir yere koymak5. tarif6. başlamakAnlamı: bir işe girişmek, çalışır, işler, yürür duruma girmek -
5 اتضح
اِتَّضَحَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek4. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak5. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak6. peydahlamakAnlamı: ortaya çıkmak, peyda olmak7. vurmakAnlamı: görünmek -
6 انكشف
اِنْكَشَفَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek4. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak5. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak6. vurmakAnlamı: görünmek -
7 بان
Iبانٍ1. inşaatçıAnlamı: yapı işlerini yöneten, yapı ustası2. mimar3. yapıcıAnlamı: yapı ustasıIIبانَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek4. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak5. vurmakAnlamı: görünmek -
8 بدا
بَدَا1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek4. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak5. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak6. vurmakAnlamı: görünmek -
9 تكشف
تَكَشَّفَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek4. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak5. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak6. vurmakAnlamı: görünmek -
10 ظهر
Iظَهَرَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek3. gözükmekAnlamı: görünmek4. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak5. peydahlanmakAnlamı: çıkmak, oluşmak, ortaya çıkmak6. türemekAnlamı: oluşmak, ortaya çıkmak7. peydahlamakAnlamı: ortaya çıkmak, peyda olmak8. vurmakAnlamı: görünmek9. tarifIIظَهْر1. ardıncaAnlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra2. enseAnlamı: boynun arka kısmı3. geriAnlamı: arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art4. sırt5. satıhAnlamı: yüz, yüzey6. arkaظُهْر1. öğlenAnlamı: öğle2. öğleAnlamı: gün ortası -
11 لاح
Iلَاحَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek3. gözükmekAnlamı: görünmekIIلاحَ1. parlamakAnlamı: güçlü ışık çıkarmak2. pırıldamakAnlamı: ışık saçmak
См. также в других словарях:
görünmek — nsz 1) Görülür duruma gelmek, görülür olmak, gözükmek Kapıda Eda Hanım göründü ve ona hatır sordu. P. Safa 2) İzlenim uyandırmak Üzgün ve yorgun görünüyordu. H. Taner 3) Benzemek, görünüşünde olmak 4) mec. Azarlamak Çocuk pek azdı, biraz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatmak — nsz, ar 1) Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak Dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak. N. Hikmet 2) Uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek 3) Yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek Rüzgârdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük